Giriş
Taşeron çalışma üzerine son dönemde yapılan akademik araştırma ve/veya incelemelerde temel eğilim, taşeron çalışmayı bir “istihdam modeli” olarak tanımlama ve taşeron çalışmayı düşük ücretler, ağır çalışma koşulları, ciddi sosyal hak kayıpları, sosyal güvencesizlik, işçi sağlığı ve güvenliğinin olmaması ve sendikasızlaşma gibi boyutlar ile birlikte değerlendirmedir. Kuşkusuz, bu araştırmalar önemlidir ve değerlidir; fakat bu araştırmalarda, iki alan oldukça problemlidir: taşeron çalışmanın bir “istihdam modeli” olarak kavramsallaştırılması ve sözü edilen diğer boyutların birbirinden ayrıksı olarak, tek tek ve art arda ele alınmasıdır. “istihdam modeli” kavramsallaştırması, ana akım emek piyasasının kavramı olarak sorgulanmalıdır ve sosyal hak kayıpları, sosyal güvencesizlik ve sendikasızlaşma gibi boyutlar ise ayrı ayrı değil; bir bütünün bileşenleri olarak değerlendirilmelidir. Bu noktalardan hareketle, bu yazı, taşeron çalışmayı, küresel kapitalizmde bir emek süreci örgütlenmesi olarak kavramsallaştırma çabasını taşımaktadır.